Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Türkü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Halk Ezgisi
- Vergili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Veriml
- Nazara Almak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zamanlamak
- Nokta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamamlamak, Konu, Yuv, Çekit, Bekçi, Benek, Derece, Gözcü, Nöbetçi, Puan, Radde, Sınır, Yer, Durak
- İzam Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abartmak
- Temizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arılık, Saflık
- Muziplik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takılganlık
- Para kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akçe, Kazanç, Kredi, Nakit, Pul, Vakıf, Varlık
- Vasat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortalama, Orta, Muhit, Ortam, Şerait, Ara
- Çuval kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teliz
- Zanaatkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanatkâr
- Satmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taslamak, Vermek
- Fraksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölüngü, Bölüntü, Hizip
- Cezbetme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekim
- Harf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmce
- Ayrıç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatal
- Format kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biçim, Boyut
- Dinamit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Heyecan, Hırslı, Korkunç, Özlem, Tutku
- Vatanperver kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yurtsever
- İlliyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nedensellik
- İdareli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutumlu
- Yasaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadağan Etmek, Menetmek
- Kurul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Heyet, Konsey
- Eza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üzme, Sıkıntı Verme, Cefa, Baskı, Zulüm
- Murdar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kirli, Pis
- Ağız Ağıza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamamen
- Ravi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rivayet Eden, Söyleyen, Anlatan
- Sakatat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçalat
- Uzayadamı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kozmonot, Astronot
- Şapkalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vestiyer
- İmece kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmecilik
- Kültürfizik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Jimnastik
- Tutumsuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eli Açık, İdaresiz, Müsrif, Savruk, Savurgan
- Kethüda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kizir, Kahya
- Asbest kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaya Lifi, Taş Pamuğu
- Tiksinme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nefret Etme, İğrenme, İkrah, Nefret, Tiksinti
- Aşina kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dost, Bildik, Tanıdık, Tanış
- Ağıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mersiye, Sagu
- Düzlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tesviye Etmek
- Şiddetlendirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Körüklemek, Pompalamak
- Pasta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rulo
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü