Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tertipsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzensiz, Savruk, Dağınık
- Döyeçlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pataklamak
- Çözülmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gevşemek, Erimek, Yumuşamak, Yenilmek, Dağılmak, Çökmek
- Domestik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evcil, Yerel, Yerli
- Nim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarı
- Aşçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahçı, Aşpaz, Lokanta
- Sukut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşme
- Sıvık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vıcık Vıcık
- İktisap Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazanmak
- Ekenek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mezra
- Tasdiksiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onaysız
- Tereddi Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yozlaşmak
- Lanet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ters, Kötü, Kargış, Beddua, Kargıma, Berbat
- Bozan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öçürge, Silgi
- İdare Eden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hakim
- İş Adamı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sudager, Tacir
- İade Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaytarmak
- Sarnıç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeraltı, Kagir Saklak, Su Deposu
- Onarma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamir
- Salmalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Otlak
- Kasr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köşk
- Boşuna kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abes Yere, Beyhude, Boş Yere, Gereksiz, Nafile, Nahak, Yararsız Yere, Tevekkeli
- Mola kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teneffüs
- Cırttan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bodur
- Süreğen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müzmin
- Taziyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başsağlığı, Taziye
- Tembel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erincek, Kalp, Uyuşuk, Üşengeç
- Asalak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parazit, Tufeyli, Abacı, Ekti, Otlakçı
- Dört Kaşlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bıyığı Yeni Terleyen
- Dayanamama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zaaf
- Kokteyl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karışım
- Başsağlığı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taziye
- Çarpıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saptırmak, Eğriltmek, Yamultmak
- Eli Sıkı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pinti, Cimri, Hasis
- Ceza Atışı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Penaltı
- Çarpmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vurmak, Hızla Değmek, Başına Geçmek, Atmak, Çalmak, Çırpmak, Dövmek
- Cebelleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğraşmak, Çekişmek, Tartışmak, Münakaşa Etmek
- Sekreterlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yazmanlık
- Manca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yiyinti, Yiyecek
- Turunç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Narenç
- Bünye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuruluş, Yapı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü