Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tutak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabza, Rehine, Tutacak, Sap
- Tedavül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolaşım, Sürüm, Geçerlik
- Sulugözlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Sulu
- Hoca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahunt, Molla, Muallim, Öğretmen
- Veznin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağır, Ağırbaşlı, Ciddi, Ilımlı, Oturaklı, Vakur
- Kâtip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sekreter, Yazman
- Zorlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkmak, Üstelemek, Yırtmak
- Yakmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acıtmak, Bestelemek, Dağlamak, Dökmek, Kavurmak, Mahvetmek, Tutuşturmak, Vurmak, Koymak, Sürmek
- Kurup Takma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Montaj
- Avaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nara
- Biz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tığ
- Bismillah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Besmele
- İtimatlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güvenli, Güvenilir
- Yırtıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahir, Vahşi, Müfteris
- Nikbinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyimserlik
- Keher kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doru
- Şehirli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kentli
- Sismograf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Depremölçer
- Kargo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yük
- Uz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Becerikli, Güzel, İyi, Mahir, Yarar, Uygun, İşe Yatkın, Düzgün, Açık, Fasih
- Göbek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gömlek, Karın, Kindik, Kuşak, Merkez, Nesil
- Sahnelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temaşaya Koymak
- Nazar Boncuğu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz Boncuğu, Tek
- Kümelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Topalaşmak, Yığılmak
- Pirupak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tertemiz, Lekesiz
- Susak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Salak, Susamış
- Memurluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Emekçilik, Memuriyet
- Fırka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tümen; Parti
- Zımba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Delgeç, Delik, Delgi
- Cep Faresi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yankesici
- İmansız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnançsız, Acımasız
- Adamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Niyet Etmek, Ayırmak, Nezretmek, Vadetmek
- Fiyaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Caka, Çalım, Edabazlık, Gösteriş, Lokalık, Afi
- Koloni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sömürge, Müstemleke, Topluluk
- Taharetsizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cenabet
- Pek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çok, Dayanıklı, Katı, Sağlam, Sert, Sıkı
- Ehlidil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rint, Kalender, Gönül Eri
- Tanzim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltme, Düzenli, Düzgün, Düzenleme, Yasama, Yoluna Koyma
- Teoloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinbilim
- Miting kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplantı, Gösteri
- Puslu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapalı, Bulanık, Donuk, Dumanlı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü