Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Vatoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kedibalığı
- Ekip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Grup, Kol, Takım, İş Takımı
- Haşerat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Böcekler
- Belirten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamlayan
- Tutmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağrımak, Alıkoymak, Avlamak, Bağlamak, Başlamak, Beğenmek, Benimsemek, Bürümek, Girişmek, İzlemek, Kalmak, Kaplamak, Kapmak, Kavramak, Kullanmak, Müdafaa Etmek, Saklamak, Sarmak, Saymak, Sunmak, Taraftar Olmak, Tutuklamak, Uğramak, Ulaşmak, Varmak, Yakalamak, Yapışmak, Yapmak, Yenmek, Yönelmek, Zapt Etmek
- Glayöl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuzgunkılıcı
- Anakara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıta (Doğrusu ana kara olarak ayrı yazılır.)
- Sarfınazar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sayılmasa Da, Hesaba Katılmasa Bile
- Cingelek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıvırcık
- Methetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Övmek
- Kör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Âmâ, Görme Engelli, Kötü
- Dirije kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güdümlü
- Istırap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keder, Üzüntü, Acı
- Az Daha kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Neredeyse
- Yapın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mamulat, Masnuat
- Teftih kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açma
- Sindirim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hazım
- Pazıbent kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kolçak
- Eksantrik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayrıksı, Aykırı, Dışözdekli
- Şakirt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çırak, Öğrenci
- Kundak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dipçik, Fesat, Fitne
- Oranlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Demek, Hesaplamak, Karşılaştırmak, Kıyaslamak, Ölçmek
- Hafakan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı
- Hariciye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış İşleri, Haricî İşler, Dışsal, Dış Hastalıklar
- Sarsalamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarsmak
- Handan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Neşeli, Şen
- Emekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tekaüt, Zor, Mütekait
- Sucu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saka
- Havayi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedava, Beleş
- Dal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kol, Bölüm, Arka, Boyun, Branş, Budak, Çıplak, Ense, İhtisas, Omuz, Şube, Yalın, Birlik, Sırt, Düz
- Sıvındırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temyi Etmek
- Inga Inga kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Viyak Viyak
- Yayımlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkmak
- Keşke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bari
- Taun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Veba
- Yatırım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mevduat, Plasman, Maya
- Şabalıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kestane
- Peki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evet, Pekâlâ, Tamam, Yakşı
- Sarıerik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayısı
- Bilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alim
- Dallama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Enayi
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü