Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
İrşat Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyarmak
- Buluş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İcat
- Mutantan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görkemli
- Cerahatlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İrinlenmek
- Kendince kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçin
- Dertop kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bir Araya Getirilerek, Büzülerek
- Konar Göçer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göçeri
- Kanaatlendirici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatminkâr
- Haber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havadis, Bilgi, Salık, Söylenti, Sorak, Yenilik, Yüklem, Salkı, Uçar
- Çevirici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anahtar, Dilmaç, Tercüman, Mütercim, Komütatör
- Belkili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtimalî, Muhtemel
- Kardeş Oğlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeğen
- Şahadet Parmağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşaret Parmağı
- Tapınak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mabet
- Sönük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Zayıf
- Razılaşma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fit
- Kasınç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kramp
- Kökertmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köklemek
- Ticani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerici, Yobaz
- Taşın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nakliyat
- Düzme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzmece, Sahte, Uydurma
- Döküntü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Berbat, Çer Çöp, Değersiz, Enkaz, Kötü, Dökülüp Saçılmış, Ayak Takımı, İndifaat
- İstimzaç Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sormak
- Formalite kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yöntem, İşlem
- Sadır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başkan, Göğüs, Kalp, Sadrazam, Sine, Yürek
- Kavis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yay, Eğmeç
- Düğme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çapraz
- Bağışlayın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Efendim, Pardon
- Konstrüksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapı, Kurgu
- Gözlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araştırmak, Beklemek, Gözetlemek, İncelemek, İzlemek, Kollamak, Korumak, Müşahede Etmek, Tarassut Etmek, İntizar Etmek
- Muamele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışveriş, Davranış, İşlem, Yol, Yöntem, İz
- Tehir Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ertelemek
- Çırağ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mum, Kandil, Lamba
- Verimli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cömert, Dişi, Mahsuldar, Mübarek, Zengin, Bitek, Randımanlı, Mümbit, Müsmir, Verimkâr, Semereli, Çok Yazan, Velut
- Huzur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinçlik, Karşı, Kat, Keyif, Makam, Ön, Rahat, Rahatlık, Sükûnet, Yamaç, Yan, Dirlik, Baş Dinçliği, Gönül Rahatlığı
- Ahali kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Topluluk, Halk, El, Nüfus
- Muvazenesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dengesiz
- Maada kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başka
- Yamukluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğiklik
- Irakgörür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dürbün, Teleskop
- Hal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pazaryeri
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü