Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Afiş
- Ahunt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoca
- Tınaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yığın
- Mortocu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmam
- Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırmak, Bayılmak, Çevirmek, Dayamak, Görmek, Harcamak, Hasretmek, İletmek, Katmak, Lütfetmek, Ödemek, Satmak, Serpmek, Tespit Etmek, Uzatmak
- Fevrî kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarım Yamalak
- Binaenaleyh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bundan Dolayı, Dolayısıyla, Buna Göre, Bunun İçin, Bundan Ötürü, Bunun Üzerine
- Müsekkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yatıştırıcı
- Hoşlanmamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buruşmak, Yermek
- İtimatsızlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güvensizlik
- Bent Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmak
- Akse kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kriz
- Kilolu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağır, Şişman
- Faktör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Unsur, Etmen, Etken
- Köylük Yer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köy
- İndikatör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterge
- Debi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akım
- Varlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Palazlanmak
- Heyecanlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alevlenmek, Coşmak, Kaynamak
- Ekometri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yankıölçüm
- Oy Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rey Vermek, Ses Vermek
- Ahit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ant, Antlaşma, Yemin, Devir, Zaman, Söz Verme
- Polifoni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çokses
- Faul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cerime
- Kusur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eksiklik, Noksan, Nakısa, Hata, Ayıp, Özür, Teltik, Yanlış, Arıza, Kabahat, Pürüz, Şaibe, Ağdık, Ağman
- Varlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mevcudiyet, Zenginlik, Servet, Hayat, Mal, Mülk, Ömür, Para, Sermaye, Üzeri, Vücut, Varsıllık, Variyet, Önemli, Yararlı, Değerli, Popülasyon
- Mankafa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal
- Muteber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değerli, Geçerli, Güvenilir, Saygın, Yalımlı, İnanılır
- Sünnet Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesilmek
- Azgın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azmış, Azılı, Coşmuş, Taşmış, Ele Avuca Sığmaz, Haşarı
- Farklandırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temyiz
- İdam Cezası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İdam
- Mukteza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerekli
- Meşhut Suç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçüstü
- Uzlaştırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Telif
- Görme Engelli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Âmâ, Kör
- Abadanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmar, Kent, Mesken, Şehir, Şenlik
- Hislenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duygulanmak
- Yevmiyeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gündelikçi
- Hizmetkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uşak
- Zanaat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pişe, Sanat, Sınaat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü