Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ayyaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarhoş, İçkici, Alkolik
- Muhbir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çuğul, Haberci, Jurnalci, Ele Veren, İhbar Eden
- Nokta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamamlamak, Konu, Yuv, Çekit, Bekçi, Benek, Derece, Gözcü, Nöbetçi, Puan, Radde, Sınır, Yer, Durak
- Dik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikey, Sarp, Sert, Yalçın, Kaim
- Beddua kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlenme, Lanet, İlenç
- Samimiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçtenlik
- Göz Erimi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ufuk
- Rötar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gecikme
- Belirtmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tayin Etmek, Tebarüz Ettirmek, Tasrih Etmek, Açıklamak, Göstermek, Kaydetmek, Kesmek
- Muallim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoca, Okutman, Öğretmen
- Kadifeleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yumuşamak
- Ekti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arsız, Cimri, Yüzsüz
- Maestro kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Besteci, Müzik Ustası; Orkestra Şefi
- Kaktüs kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atlas Çiçeği
- Münhani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğri
- Sulp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döl, Katı, Nesil, Omurga, Bel, Zürriyet
- Haleldar Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozulmak, Sarsılmak
- Dide kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz
- Kredili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güvenilir, İtibarlı
- Despotizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorbalık, İstibdat
- Organik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğal, Örgensel, Tabii, Uzvi
- Lağa Koymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlenmek
- Döküntü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Berbat, Çer Çöp, Değersiz, Enkaz, Kötü, Dökülüp Saçılmış, Ayak Takımı, İndifaat
- Abstreleştirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mücerretleştirme, Soyutlaştırma
- Sağlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esenlik, Afiyet, Keyif, Mizaç, Sıhhat, Tost
- Gayret Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çabalamak, Uğraşmak
- Bulgu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buluş, Keşif, İcat, Bulu, Netice, İhtira, Bilimsel Sonuç, Araz, Semptom
- Mısra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dize
- Sümkürmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fınkırmak
- Betim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Betimleme, Tasvir
- Suistimal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hıyanet, Suiistifade, Kötüye Kullanma, Yolsuzluk
- Jeomorfolog kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüzeybilimci
- Ulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birleştirmek, Eklemek, İlave Etmek, Katmak
- Körüklemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kışkırtmak, Pompalamak, Tahrik Etmek, Teşvik Etmek
- Biraz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azıcık, Çok Değil, Bir Parça, Bir Balaca, Bir Kadar
- Bazısı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kimi, Kimisi
- Yazı Yaban kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kır, Ova
- Mektep kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okul
- Sıkınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorlamak
- Düşman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasım, Yağı
- Salmalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Otlak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü