Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Maestro kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Besteci, Müzik Ustası; Orkestra Şefi
- Şoför kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sürücü, Haydavcı, Sürücü, Yöndemci, Kaptan
- Diyapozitif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saydam
- Statik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Dengesel, Durambilim, Duruk, Dural
- Telaşsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soğukkanlı
- Kafeterya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşhane
- Ayıp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kusur, Eksiklik, Leke, Damga, Utanç Verici, Noksan, Uygunsuz, Kötü, Şaibe
- Uyarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dürtmek, Haberdarlık Etmek
- Güncek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şemsiye
- Tom kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kubbe
- Egemen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hâkim, Hükmeden, Hükümran
- Başörtülü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşarplı, Örtülü
- Tarihçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müverrih, Tarih Öğretmeni
- Azimkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kararlı
- Atılgan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girişken, Korkusuz, Cüretkâr, Acar
- Güllabi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıkgöz, Kurnaz
- Maliyetsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değersiz
- Hazan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güz, Sonbahar
- Günorta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğle
- Tespit Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belirlemek, Saptamak, Vermek
- Aidatı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hile
- Tufan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tayfun, Selli Yağmur
- Detant kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yumuşama, Gerginlik Azalması
- Saltanat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sultanlık, Kağanlık, Bolluk, Şatafatlılık, Varsıllık
- Soğukkanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakin, Serinkanlı
- İkmale Kalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Borcu Olmak, Payize Kalmak
- Düzenlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tertip Etmek, Düzeltmek, Tanzim Etmek, Açmak, Dizmek, Hazırlamak, Yapmak, Düzen
Vermek
- Asık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asılmış, Asılı, Somurtkan Yüz
- Öğrenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bellemek, Yetişmek
- Çekiştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek
- Mahkeme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yargıevi, Yargı Yeri, Duruşma
- Şuh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dişi, Neşeli, Serbest
- Kıssa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öykü, Fıkra, Hikaye, Veciz
- Seçmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saylamak, Ayırmak, Bulmak, Görmek, Tanımak, Teşhis Etmek, Farklı Görmek, Üstün Görmek
- Hasım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşman, Rakip, Yağı, Antagonist, Anaz
- Entegrasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bütünleşme, Uyum, Birleşme
- Kısa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesik
- Şema kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şekil
- Kalifiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetişmiş, Nitelikli
- Nesir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düz Yazı, Düzyazı
- Dulda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Himaye, Siper
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü