Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Göçmen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelme, Muhacir
- Sıkmaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kompresör, Mengene
- Abartı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mübalağa
- Madun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alt
- Macera kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Serüven, Sergüzeşt, Avantür
- Vikaye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koruma
- Sığın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alageyik
- Esasından kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temelinden, Başından, Kökünden
- Üdeba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Edipler, Yazarlar
- İstişare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Danışma, Maslahat, Müşavere
- Çoğaltmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artırmak, Beslemek
- Boğucu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıcak, Sıkıntılı
- Feyezan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bereket
- Part Time kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarımgün
- Savul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Destur, Varda, Çekil, Dokunmasın
- İlmi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilimsel
- İnhilal Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boşalmak, Dağılmak
- Pilotluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçmanlık
- İcmal Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özetlemek
- Yabansımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tuhaf Bulmak
- Vatandaşlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yurttaşlık, Tabiiyet
- Gıcırtı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Protesto
- Kızanak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Domates
- Dağkırlangıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çoban Aldatan, Keçisağan
- Paradigma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dizi, Örnek
- Mürettip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dizici, Dizgici, Dizmen, Düzenleyen, Hazırlayan
- Komplikasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yan Etki
- Celse kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İclas, Oturum
- Kumanda Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönetmek
- Berhava Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yok Etmek
- Elem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağrı, Acı, Üzüntü, Dert, Keder
- Gagayı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Martı
- Mesel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atasözü
- Bağdarlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Program
- Tövbekâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tövbeli
- Derinden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçten
- Sığmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girmek
- Militanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savaşkanlık
- Oligarşi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takımerki
- Şayeste kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun
- Jeolog kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yer Bilimci
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü