Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Hızlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süratli, Seri, Çabuk, Hovarda, Çapkın, Uçarı, Şiddetle, Sıkı, Yüksek (Ses)
- Prens kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tigin
- Manastır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keşiş Yurdu
- Vesait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıt, Araçlar
- Belirten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamlayan
- Fakirlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksulluk, Zaruret
- Parlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parıldamak, Şahlanmak, Şıkırdamak, Yanmak
- Şöhret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ad, San, Şan, Ün, Nam
- Söylenegelmiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Menkul
- Gezinmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolaşmak, Eğlenmek
- Kıkırdak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıkırdak
- Saadet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mutluluk, Mut, Ongunluk
- Sömürge kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müstemleke, Koloni
- Yeğleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tercih
- Bakınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araştırmak
- Yitmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaybolmak, Sönmek, Yok Olmak, Fevt Olmak, Telef Olmak
- Akçıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beyazımtırak, Solmuş, Aklaşmış
- Münferit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tek, Ayrı, Tekil, Bireysel, Yalnız, Kendi Başına
- Karamsar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kötümser, Üzgün, Bedbin, Olumsuz, Meyus, Pesimist
- Muktezi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerekli
- Gayrimüstakil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağımlı
- Pişe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zanaat
- Tarım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekincilik, Kültür, Ziraat
- Murabba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dördül, Dörtgen, Kare, Reçel
- Ab kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Su
- Meyit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ceset
- Kararsız Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bocalamak
- Tariflemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lanse Etmek, Övmek
- Baskül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartı, Kantar
- Mahsuldarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Randıman, Verim
- Kabadayı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yılmaz, Korkusuz, Babayiğit, Külhanbeyi, Dayı, Efe, Koçu, Yürekli
- Singin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkılgan, Utangaç, Sindirilebilen, Hazmı Kaabil
- Şüpheli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuşkulu, Kötülükçü, Zanlı, Çirkin
- Ödememek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yemek
- Uzayadamı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kozmonot, Astronot
- Tesadüf Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rastlamak, Rastlaşmak
- Çakaralmaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk
- Danışman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Maslahatçı, Müşavir
- Takas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödeşme, Sayışma, Değiş Tokuş
- Ateş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Od, Nar, Acı, Coşkunluk, Hınç, Hırs, Öfke, Tehlike
- Bitli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cimri
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü