Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Haşat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bitkin, Bozuk, Kötü, Yorgun
- Gezmen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gezgin
- Güçlük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorluk, Engel, Meşakkat, Müşkül, Müşkülat, Pürüz, Sarp, Zahmet, Zor
- Emperyalist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yayılımcı, Sömürgeci
- Daraltmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasmak, Kısıtlamak, Kısmak
- Yapı Yeri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şantiye
- Asabiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sinir Sayrılıkları
- Karşılaştırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mukayese, Kıyaslama, Kıyas
- Kanıtlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İspat Etmek, İspatlamak
- Tevsik Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belgelemek, Ortaya Çıkarmak
- Koyuvermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koymak, Salmak
- Amele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşçi, Edimen, Emekçi
- Pisi Pisine kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boşuna
- İlenme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beddua, Lanet, İntizar
- Kıyık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çuvaldız
- İnsanperver kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnsancıl
- Reddetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalanlamak, Çürütmek, Geri Çevirmek, Kusmak, Terslemek, Kabul Etmemek
- Rağmen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakmayarak, Karşın, Mukabil
- Sömestre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarıyıl
- Gömmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bastırmak, Batırmak, Defnetmek
- Puzzle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapboz
- İcabet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyma, Kabul Etme, Razılık, Varma, Razı Olma
- Sahi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerçek, Gerçekten, Doğru
- Cenah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kol, Taraf, Yan, Kanat, Kesim, Kuş Kanadı, Pazı
- Başörtülü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşarplı, Örtülü
- Arı Teknesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kovan
- Değirmi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yuvarlak
- Belli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşikâr, Muayyen, Belirli, Açık, Sade, Aleni, Malum, Ortada Olan, Bedih, Zahir, Mahsus, Maruf, Vazıh
- Kakırdak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıkırdak
- Dobra Dobra Söylemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düz Yüzüne Demek
- Bencilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hodpesentlik
- Hindi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Şaşkın
- Tabl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Davul
- Zanaatkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanatkâr
- Tafra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Böbürlenme
- Yabani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vahşi, Tor, Yaban, Yamyam, Yabanıl, Ürkek, Sıkılgan, Görgüsüz, Kaba, Hoyrat
- Alnaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cephe
- Randımanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Verimli
- Raf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terek, Sergen
- İlişkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ait, Bağlı, İlişik, Değişli, İlgili, Değgin, Merbut, Müteallik, Münasebettar
- Zaviye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açı, Köşe, Küçük Tekke, Bucak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü