Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Harabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkıntı, Ören Yeri, Örenlik, Enkaz, Kalıntı
- Semih kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cömert, Eli Açık
- Kesinti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fasıla, Tutma, Tutulma, İnkıta
- Kakımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Darılmak, Kızmak, Öfkelenmek, Paylamak
- Davetiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duyuru, Çağrılık
- Seviye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Düzey
- İzlem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takip
- Cereyan Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek, Olmak
- Yöneltmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevirmek, Vermek
- İfa Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösteri Yapmak, Ödemek, Yapmak
- Doğacak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelecek
- Meczup kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deli, Sapık
- Otoban kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hızyolu, Otoyol
- Maşrık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğu
- Halayık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadın Köle, Cariye
- Cefa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eziyet, Sıkıntı, Azap, Eza, Zulüm, Üzgü, Eza
- İnşa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapı Kurma, Yapı Yapma, Kurma; Düz Yazı, Nesir
- Duvar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cidar, Engel, Hisar
- Kambur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkıntı, Dert, Sıkıntı
- Portör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıyıcı
- Neticelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sonuçlanmak
- Devinim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hareket, Aksiyon
- Gönen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçük Göl; Nem, Rutubet; Nemli (Toprak)
- Fırsat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vesile, Elverişli, Durum, Oğur
- Çekül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şakul
- Hazır Para kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nakit
- Bahşetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağışlamak, Sunmak
- Ekin Sahası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çiftlik
- Şümul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaplama, Kapsam
- Örtük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapalı, Örtülü
- Eksiklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayıp, Eksi, Kusur, Noksan, Şaibe, Zaaf
- Aklavcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Avukat
- İtaat Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinlemek, Ram Olmak
- İlmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değmek, Din, Dokunmak, İlmik
- Havyar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kürü
- Külüstür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eski
- Müterakki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İleri, İlerici
- Türev kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müştak
- İnkıta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesinti
- Tahmin Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söylemek, Ummak
- Zifos kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boş, Yararsız
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü