Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Payvant kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köstek
- Hane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basamak, Ev, Göz, Konut
- Yatısız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nehari
- Müşkülpesent kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İratçıl, Titiz
- Mebzuliyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bolluk, Çokluk
- Göz Hapsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz Tutsağı
- Gidermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Almak, Aradan Kaldırmak, Bastırmak, Çıkarmak, Kesmek, Yok Etmek
- Müteaddit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birçok
- Dede kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyükbaba, İhtiyar, Yaşlı, Baba, Büyük Baba, Cet
- Halifelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hilafet
- Efendi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terbiyeli, Ağırbaşlı, Kibar, Saygılı, Bey, Koca, Nazik, Çelebi, Sözü Ve Kılığı Yerinde, Saygıdeğer, İnce
- Sohbet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşmak
- Farklanma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temayüz
- Zikrolunan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mezkûr
- Yapışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarılmak, Sataşmak, Tutmak, Musallat Olmak
- Keşikçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bekçi
- Direk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazık, Sütun
- Salgılamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapmak
- Abdüktör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklaştırıcı
- Basur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mayasıl, Hemoroit
- İntizam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzgünlük, Düzen, Çekidüzen
- Sebep kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İllet, Menşe, Münasebet, Neden, Saik, Vesile, Gerekçe
- Cem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çoğul, Çokluk
- Bayrak Direği kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gönder
- Buhurdan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tütsülük
- Çekmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Almak, Asmak, Atmak, Dayanmak, Döşemek, Emmek, Germek, Giymek, İçmek, Kaldırmak, Katlanmak, Koymak, Öğütmek, Örtmek, Sarmak, Söylemek, Taşımak, Vurmak, Yollamak
- Tanı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşhis
- Varis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mirasçı, Kalıtçı
- Delil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanak, Emare, Gerekçe, İp Ucu, Kanıt, Rehber, İz, Kılavuz
- Bağımsız Milletvekili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağımsız
- Suç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cürüm, Hata, Kabahat
- Feribot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araba Vapuru
- Harcırah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yolluk, Yol Harcı
- Eğreti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Geçici, Muvakkat, Muvakkati, Öteri, Takma, Üstünkörü, Yararsız, Uyumsuz, Yakışmamış
- Minval kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biçim, Tarz, Yol
- Kanuncu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanuni
- Yakınlığında kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sularında
- Caygın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dönek
- Monogami kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tekeşlilik
- Danışık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muvazaa
- Zemin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taban, Toprak, Yer, Düzlem, Dayanak, Döşeme, Dünya, Ortam, Temel, Yeryüzü
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü