Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tamir Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onarmak, Yapmak
- Testere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bıçkı
- Sari kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşıcı, Bulaşkan, Geçici, Geçen, Bulaşık,
- Telef Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölmek
- Muğber Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gücenmek, Küsmek
- Tefsirci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müfessir, Yorumcu, Açıklamacı
- Bu Vakit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derken
- Düş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hayal, Rüya, Umut, Uyku
- Gürpedek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ansızın
- Çelişmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İtiraz Etmek, Zıt Olmak
- Lokman Ruhu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eter
- Aksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etki, Etkime, Eylem, Hareket, İş
- Bir Hayli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çok, Epey, Hayli
- Muhafız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koruyucu, Sakınan
- İstihzalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müstehzi
- Şark kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğu
- Yavaşlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tavsamak
- Bezemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Donatmak, Tezyin Etmek, Süslemek
- Küfran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nankörlük
- Üzülme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teessür
- Acıklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hazin, Trajik, Dramatik, Üzücü, Dokunaklı, Feci, Gussalı, Kederli
- Spor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beden Eğitimi, Jimnastik; Üreme Cisimciği
- Halta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tasma
- Ülfet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüşme, Tanışma, Alışma
- Şeklen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biçimce, Zahiren, Şekilce
- Taşımacılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nakliyat
- Mismar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çivi, Mıh
- Barışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlaşmak, Uzlaşmak
- Klinometre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğimölçer
- Yitikler kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zayiat
- Değersiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adi, Bayağı, Önemsiz, Soysuz, Cılız, Derme Çatma, Döküntü, Hakir, Hasis, Havai, Hor, İçi Boş, Kepaze, Küçük, Müptezel, Vıcık Vıcık
- Rejisör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönetmen
- Davranış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eda, Fiil, Gidiş, Hâl, Hareket, İş, Muamele, Tavır, Teamül, Tutum
- Salgın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşıcı, İstila, Müstevli
- Kontrolör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denetimci, Denetçi, Kontrol
- Semer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Palan, Arkalık, Arkalıç, Yukaç
- Fosil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıl
- Güvenilir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ciddi, Emniyetli, İtimatlı, Muteber, Sağlam
- Mütalaa Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okumak
- Inga Inga kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Viyak Viyak
- Hafızlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ezberlemek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü