Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Çanak Yalayıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalkavuk
- Tastamam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Upuygun, Eksiksiz, Tıpatıp
- Eltopu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hentbol
- Nakil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıma, Göç, Aktarım, Geçirme, Aktarma, Tayin, Atama, İletim, Göçürme, İletken, İletme, Aktarış, Taşın
- Doruk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zirve, Şahika
- Terettüp Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerekmek
- Zihayat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlı, Dinç, Neşeli
- Arazi Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıvışmak
- Kavga Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatışmak
- Pat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yassı, Basık
- Yeltemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kışkırtmak, Teşvik Etmek
- Apiko kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derli Toplu, Hazır, Şık, Tetik
- Sırılsıklam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyice, Adamakıllı, Çok Islak, Sırsıklam
- Uzaklanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazlanmak
- Eriyik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahlul
- Andropoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaş Dönümü
- İkrah Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğrenmek, Tiksinmek
- Sıcaklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alev, Hararet, Isı, Sühunet
- İpotek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girev, Tutu, Rehin
- Vantuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekmen; Şişe
- Aşermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tiksinmek
- Tutkun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmış, Bağlı, Düşkün, Hasta, Mecbur, Meftun, Yangın
- Maskelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizlemek
- Tasvirci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Betimci
- Esna kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı An, Sıra, O An, O Sıra
- Başıdinç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahat
- Sevimsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Antipatik, İtici
- Dikta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buyruk
- Şahlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Coşmak, Işıldamak, Kükremek, Parlamak
- Zarar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ziyan, Mazarrat, Dokunca, Hasar, Hüsran, Zayiat, Eksilme
- Emcik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meme
- Step kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozkır
- Zıngırağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıngırak
- Hareketsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Ölü, Tek, Sabit
- Kent kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köy, Şehir, Kasaba, Site
- Doğru kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düz, Namuslu, Dürüst, Yasal, Gerçek, Güzel, Hak, Hakikat, Harbi, Sadık, Sevap, Tamam, Yakın
- Ruhsat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzin, Müsaade
- Yol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklık, Çare, Sistem, Yolculuk, Defa, Erkân, Ezgi, Gaye, Hat, Hız, Kere, Kez, Maksat, Metot, Minval, Muamele, Reçete, Sefer, Sırat, Suret, Şekil, Tarz, Uğur, Usul, Vadi, Yöntem, Araç, Nizam, Tutum, Gidiş, Amaç
- Pratikman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşlevce
- Alesta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harekete Hazır, Tetikte
- Kitabiyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynakça
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü