Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Eğri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çap, Çarpık, Muavveç; Eğmel, Mukavves; Eğik, Mail; Doğru Olmayan, Münhani; Eğmeçli, Mukavves
- Tebahhur Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçmak
- Fazlalaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artmak, Çoğalmak
- Sarsılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deprenmek, Irgalanmak, İrkilmek
- Oligarşik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takımerksel
- Mensubiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlişkinlik, Üyelik, İlinti, Çatkınlık, Yakınlık
- Şöven kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Irk
- Şürekâ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraftar
- Bıkkınlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usanç
- Deli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çılgın, Divane, Kaçık, Kuluduk, Mecnun, Düşkün, Coşkun, Azgın
- Hekim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doktor, Tabip, Sagan, Atasagun, Otacı, Sağbilge
- Mide kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kursak, Aşkazan, İç, İşkembe, Karın, Yürek
- Ziyan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zarar, Kayıp, Hasar, Hüsran, Zayiat
- Kendi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öz, Özü, Zat
- Pilot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçman
- Mastıçiçeği kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öküzgözü
- Baştan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tekrar, Yeniden
- Bacak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayak, Kıç, Oğlan
- Erir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münhal
- Sportmen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sporcu
- Toraman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tombul, İri Yapılı, Genç İrisi
- Eriyebilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münhal
- Şanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Namlı, Şöhretli, Büyük, Tanınmış, Ulu, Ünlü, Yüce
- Muallime kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğretmen (Bayan), Bilimci
- Sarsak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Enayi
- Şenelmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyümek, Keyiflenmek, Serpilmek Yurt Haline Gelmek, Meskun Olmak
- Sınık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kırık, Bozuk, Çıkık; Dağınık, Perişan
- Okuntu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Davetiye
- Eğe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaburga, Dıh
- Tüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutuş
- Yığılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birikmek, Kümelenmek, Toplanmak, Yıkılmak
- Enbiya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalvaçlar, Nebiler, Peygamberler
- Sayışma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takas
- Etsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuru, Sıska, Zayıf
- Tabii kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğal, Olağan, Saf
- Segmantasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesimleme
- Cesur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acar, Dayı, Gözü Pek, Cesareti Olan, Yürekli
- Törpü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğe
- Oluşturmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşkil Etmek, Kurmak
- Nasyonel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulusal
- Reaya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Halk, Uyruk
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü