Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Prestij kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İtibar, Saygınlık
- Kontak Lens kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lens
- Vasl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulama
- Cazibedar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekici
- Salpak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikkatsiz, Derbeder
- Şerare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıvılcım, Çakım, Çakın
- Noksan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eksik, Eksiklik, Kusur, Natamam, Yarım
- Mürettiplik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dizmenlik
- Çıkın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bohça
- Üstler kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erkân
- Merdiven Korkuluğu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tırabzan
- Ölçüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıstas, Miyar, Ölçü, Mısdak, Kriter
- Yosma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Genç, Şen, Güzel, Taze, Fettan (Kadın)
- Kafalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlayışlı, Bilgili, Akıllı
- Tekâmül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelişim, Olgunlaşma, Evrim, Olgunluk
- Tevahhuş Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ürkmek
- İstiklal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağımsızlık
- Korumacılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Himayecilik
- Nezaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözetme, Gözaltı, Bakanlık, Kontrol, Murakabe, Bakma, Görü, Manzara
- Parlayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işıldak, Parlak
- Duyarlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hassas
- Bari kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keşke
- Yevmiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gündelik, Vazife
- Eleştirici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münekkit, Tenkitçi
- Gökyüzü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gök, Hava, Sema
- Oranlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Demek, Hesaplamak, Karşılaştırmak, Kıyaslamak, Ölçmek
- Zalim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zulmeden, Acımasız, Gaddar, Cellât, Katı, Kıyıcı
- Gözükme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tezahür
- Fecaat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Facia, Musibet
- Fehmetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlamak, Kavramak
- İhanet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aldatmak
- Zayıflık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıskalık, Cılızlık, Arıklık, Çelimsizlik, Enezlik, Yetersizlik, Zaaf, Zafiyet
- Yanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kebap
- Esrimek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gaşyolmak; Vecde Gelmek; Mest Olmak, Sarhoş Olmak
- Kafa İçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafatası
- Primitivist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkelci
- Kolon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sütun
- Sıvazlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okşamak, Sıvamak
- Lala kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dadı, Daye
- Yumuşamış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vıcık Vıcık
- Yadırgamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Garipsemek, Küllenmek, Alışamamak, Rahatsız Olmak, Ürkmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü