Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Örtbas Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İdare Etmek
- Enlem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı En Dairesi, Paralel
- Rehinci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutucu
- Zarar Ederek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zararına
- Haşmetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görkemli
- Civan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Körpe, Genç
- Kanun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasa
- Düzenek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sistem, Plan
- Çalakalem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelişigüzel, Durmadan Yazarak
- Nazar Boncuğu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz Boncuğu, Tek
- Bahtiyarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mutluluk
- Şanından Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaraşmak
- Satirik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yergisel
- Trafo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dönüştürücü
- Zapt Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorla Almak, Tutmak; Yazmak
- Mengene kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkaç, Sıkmaç
- Sağılan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağmal
- Ağ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı File, Örgü, Şebeke, Tor, Tuzak
- Çatlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atmak
- Yönelteç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direksiyon
- Varlıkbirliği kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vahdeti Vücut
- Bağır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göğüs, Ahşa, Ciğer, Döş, Sine
- Takvim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yim, Günleç, Dallık, Gündizme
- İzafet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağıntı, Mal Etme, Bağlama
- Olgu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vaka, Vakıa
- Tabii Afet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğal Yıkım, Felaket
- Neden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İllet, Münasebet, Ne, Ne İçin, Niçin, Niye, Sebep
- Hürmetsizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saygısızlık
- Çürük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozulmuş, Temelsiz, Boş, Dayanıksız, Sakat
- Dolandırıcılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deleduzluk, Fırıldakçılık
- Ürküntü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korkma, Korku, Vahşet
- Mecruh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaralı
- Telâş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Endişe, Kargaşa, Kaygı, Sıkıntı, Tasa, İvecenlik
- İrtica kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gericilik, Kaytaklık
- Mütecaviz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saldırgan, Tecavüzkâr, Geçen, Aşan, Saldıran, Sataşkan
- Ehliyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeterlik, Yetenek, Kabiliyet, Sürücülük Vesikası, Uzluk, Yetki
- Lif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tel, İnce
- Uygarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Medeniyet
- Hicap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Perde, Utanç, Utanma, Sıkılma
- Kodaman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük
- Dedektif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hafiye, Gizli Polis
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü