Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Melahatli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şirin
- Avatar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Profil, Mevcudiyet, İnmek
- Yapılış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bünye, Kuruluş, Nitelik, Yapı
- Yalama Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşınmak
- Hizip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölüntü, Deste, Grup, Kısım, Tayfa, Bölük, Klik
- Yaban kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vahşi, Yabancı, Issız Kır, Issız, Yabani, Issız Yer, El
- Vitalite kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlılık
- Zarar Ederek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zararına
- Cevir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cefa, Eziyet, Üzgü
- Tapmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmak, Bulmak
- İtham Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçlamak
- Terim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Had, Istılah
- Dertop kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bir Araya Getirilerek, Büzülerek
- Komi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Garson Yamağı
- Kefalet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kefillik, Zaminlik, Oğalık
- Vizyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görünüm, Ülkü, Sağgörü, Gösterim, İleri Görüş, Uzgörü
- Yer Yuvarlağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dünya
- Ciltçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mücellit
- Eşdeğer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muadil
- Pişkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girgin, Olgun, Sırtık, Utanmaz, Vurdumduymaz, Aldırmaz, Yüzsüz, Alışmış
- Kohumbazlık Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayırmak
- Gailesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinç
- Önder kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başçı, İmam, Lider, Öncü, Rehber, Şef, Yolbaşçı
- Naz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kırıtmak, Nazlanmak
- İzolasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalıtım, Tecrit
- Küşade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açık
- Yalın Durum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mücerret
- Cıcık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süs
- Çaput kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bez, Cındır, Eski, Paçavra
- Saltık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Salt, Mutlak; Azat, Hür
- Dangadak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ansızın, Birdenbire, Damdan Düşer Gibi
- Asabiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sinirlilik
- Sökel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasta, Malul, Güçsüz
- İhtiyarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşlılık, Güçsüzlük, Zayıflık
- İçilecek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçecek
- Kanalizasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atık Arkı, Lağım, Şebeke
- İte Kaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorla
- Nostaljik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eslemli
- Tavzih Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklamak
- Sefil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçak, Kembağal, Yoksul, Perişan, Zavallı, Bayağı
- Kitapsaray kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kütüphane
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü