Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Msr Tavuu ile ilgili kayıtlı bilgi bulunamadı!
- Devam Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gitmek, Seyretmek, Yaşamak
- İlâhi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tanrısal, Mükemmel
- Şartname kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşul Belgesi
- Lisaniyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dil Bilimi
- Deri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cilt, Çadır, Dernek, Düğün, Gön, Ten, Toplantı
- Paravan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örtü, Perde
- Alengir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Fiyaka, Gösteriş, Hile, Tuzak
- Masif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Som, Çıta
- Kanunlar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seçim
- Kargışlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Melun, Lain
- Çökelek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katık, Kesik, İkşimik; Çökel, Tortu
- Ödem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yumru
- Dağar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dağarcık
- Tashih kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltme, Doğrultma
- Materyal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gereç, Özdek, Öğe, Malzeme
- Abuhava kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İklim
- Abluka Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuşatmak
- Çoğul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cem, Çoklu, Çokluk, Cemi
- Entegrasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bütünleşme, Uyum, Birleşme
- Bilinç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dimağ, Şuur, Zihin
- Akıbet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Son, Sonuç
- Ötelenme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İntikal
- Pürüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engel, Kusur, Güçlük, Kabarcık, Çıkıntı, Gedik
- Haleldar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Bozulmuş
- Kafa Dengi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafadar
- Son Teşrin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasım
- Pisi Pisine kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boşuna
- Darlaştırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tazyik
- Testere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bıçkı
- Küs kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dargın
- İhtilalci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devrimci
- Savrulmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dağılmak
- Oğul Otu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Melisa, Kovan Otu
- Hallolmuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahlul
- Müfettiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denetmen, Teftiş Eden, Denetçi, Bakman
- Nezaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözetme, Gözaltı, Bakanlık, Kontrol, Murakabe, Bakma, Görü, Manzara
- Ürüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasılat
- Telesimek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zayıflamak
- Kırılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alınmak, Azalmak, Darılmak, Gücenmek, İçerlemek, İncimek, İncinmek, Sınmak, Yatışmak
- Sari kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşıcı, Bulaşkan, Geçici, Geçen, Bulaşık,
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü